Türkiye’nin yerli ve ulusal üretimi savınma sanayii ürünleri dünya kamuoyunda ilgi mevzusu olmaya devam ediyor.

Londra merkezli haftalık mecmua The Economist de bu mevzuya ilişkin yeni bir yazı yayınladı.

Türk müdafa sanayisinin her zamankinden daha büyük ve daha çok kendi kendine kafi hale geldiğine dikkati çekti.

Mecmua, Türkiye’nin SİHA programının haricinde ilk yerli muharebe tankını, kendi denizaltılarını, insansız hücum helikopterlerini ve cenk uçaklarını üretmeyi planladığını yazdı.

UKRAYNA İLİŞİKİLERİNE MERCEK TUTULDU

Dergideki “Türkiye tabanca sektörünün yeni ansızın yükseleni” başlıklı yazıda, Türk yapımı SİHA’ların Dağlık Karabağ, Suriye ve Libya’daki savaşlarda yanan Rus yapımı tanklar, kamyonlar ve ağır silahlara izini bıraktığı, Bayraktar TB2’lerin Ukrayna’da da bunu yeniden yapma şansına haiz olabileceği açıklandı.

Yazıda, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın beraber daha çok SİHA üretmek için bir antak kalma imzaladığı aktarıldı.

Ukrayna’nın Bayraktar TB2’yi şimdiden harekete geçirdiği ve ekim ayında Donbas bölgesinde Rus yanlısı ayrılıkçılar tarafınca kullanılan bir obüsün imha edilmiş olduğu belirtilen yazıda, Amerikalı yetkililerin Rusya’nın cenk bahanesi olarak sivillere karşı düzmece bir TB2 saldırısı yapmayı planlamış olabileceğine yönelik iddiasına da yer verildi.

“YABANCI TEDARİKÇİLERE BAĞLILIK DÜŞTÜ”

The Economist, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin insansız hava araçlarını askeri bir devrimin habercisi olarak görmüş olduğu, Türkiye’nin yabancı tedarikçilere olan bağımlılığını ortadan kaldırmak ve ülkeyi büyük bir tabanca ihracatçısı haline getirmek istediğini altını çizdi.

Gelecek yıl Türkiye’nin kendi donanmasının kullandığı bir modelden Ukrayna’ya iki korvet teslim etmeyi organize ettiği aktarılan yazıda şunlar kaydedildi:

“Türkiye’nin tabanca sanayisi, her zamankinden daha büyük ve daha çok kendi kendine kafi. Ciro, 2002’de 1 milyar dolarken 2020’de 11 milyar dolara terfi etti. NATO’nun en büyük ikinci ordusu olan ordu, bir zamanlar ihtiyaçlarının yüzde 70’i için yabancı tedarikçilere bel bağlıyordu. Bu şimdi yüzde 30’a düşmüş durumda. Geçen yıl Türk tabanca ve havacılık ihracatı yeni bir üstün dereceli kırarak 3,2 milyar dolara ulaştı.”

“PLANLAR AŞIRI HIZLANDI”

Yerli bir müdafa sanayisi geliştirme planlarının ilk olarak 1974’ten sonrasında ABD’nin Türkiye’nin Kıbrıs harekatına tabanca ambargosuyla cevap vermesiyle hızlandığı anlatılan metinde, “Sadece (planlar) Erdoğan’ın yönetimi altında aşırı hızlanmaya başladı. Dış baskı gene büyük bir motivasyon deposu.” değerlendirmesi yapılarak ABD’nin Türkiye’yi F-35 programından çıkardığı, öteki bazı NATO müttefiklerinin de PKK/YPG ile savaşım ve Azerbaycan’a destek sebebiyle bazı silahların satışını yasakladığı vurgulandı.

Erdoğan’ın geçen yıl, “Ülkemizi dışa bağımlılıktan tamamen kurtarana kadar devam edeceğiz.” söylediği hatırlatılan yazıda, Türkiye’nin SİHA programının müdafa sektörünün ayırt edici özelliği olduğu vurgulandı. Türkiye’nin SİHA’ları Polonya’ya vererek ilk kez bir NATO üyesine satış yapmış olduğu ve SİHA satılan toplam ülke sayısının 12’ye çıkmış olduğu ifade edildi.

Türkiye’nin, Şimal Irak ve Suriye’de terör örgütü PKK’yı hedef alan terör operasyonlarında TB2’nin rutin bir vasıta haline geldiği belirtilen yazıda, Erdoğan’ın “mutlak zaferin yakın olduğuna inanılmış olduğu” yorumu yapılmış oldu.

“TÜRKİYE’NİN YENİ HEDEFLERİ”

Türkiye’nin “savunmadaki hırslarının” SİHA’ların oldukca ötesine geçmiş olduğu anlatılan yazıda, ilk hafifçe tayyare gemisi olan 25 bin tonluk TCG Anadolu’nun bu senenin sonlarında hizmete girmesinin planlandığı, geminin TB2’nin daha gelişmiş versiyonu olan Akıncı’yı taşıyacağı vurgulandı. Akıncı’nın Ukrayna motorlarıyla donatıldığı, havadaki ve yerdeki hedefleri vurabildiği anlatıldı.

The Economist ek olarak Türkiye’nin ilk yerli muharebe tankı Altay’ın teslimatlarının 2023’te başlamasının hedeflendiğini, Türkiye’nin ek olarak kendi denizaltılarını, insansız hücum helikopterlerini ve cenk uçaklarını üretmeyi planladığını aktardı.

Yazıda, yüzde 100 kendi kendine yeterlilik hedefinin gerçekçi olamayacağı, gelişmiş sensörler ve mikroçipler benzer biçimde bileşenleri tasarlamanın yada üretmenin aşırı derecede pahalı olduğu da açıklandı.