Son dakika: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’de meydana getirilen Kabine toplantısı 3 saatin peşinden bitti. Eleştiri toplantının peşinden Cumhurbaşkanı Erdoğan kameralar karşısına geçerek görüşmede ele alınan mevzulara ilişkin gelişimleri deklare etti. Erdoğan yaşam pahalılığına değinerek enflasyonu dizginleyecek tedbirler aldıklarını bildirdi ve ” Temmuzda yapılacak enflasyon farkı artışları ve öteki düzenlemelerle dar gelirlilerin alım enerjisini birazcık daha yükselteceğiz” dedi. “Ülkemiz gündemindeki hususlarla ilgili yürüttüğümüz kimi hazırlıklar sonunda ortaya çıkan müjdeleri paylaşmak isterim” diyen Erdoğan, konut finansmanıyla ilgili hazırlanan 3 yeni paketi deklare etti. Türkiye’nin gündeminden düşmeyen sığınmacılar meselesiyle ilgili de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 milyon Suriyelinin geri dönüşü için yürütülen yeni projeye ilişkin ayrıntıları paylaştı. Erdoğan Suriyelilerin güvenli dönüşü için inşa edilen briket evler ve sınır dışı edilen yabancı uyruklu kişilere ilişkin sayıları duyurdu. Son olarak gençlere de bir çağrıda bulunan Erdoğan, cumartesi günü Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in de katılımıyla Rize-Artvin Havalimanı’nın açılışının yapılacağı bilgisini paylaştı.

“ARTIK KENDİ AYAKLARI ÜSTÜNDE DURABİLEN BİR TÜRKİYE VAR”

Kabine toplantısının peşinden millete seslenen Erdoğan, ramazan ayını ve bayramı geride bıraktıklarını anımsatarak, baharın getirmiş olduğu enerji ve umutla daha güzel bir geleceğe yürüdüklerini söylemiş oldu.

Dünyanın savaşların, çatışmaların, siyasal ve ekonomik krizlerin, toplumsal çalkantıların kıskacında sancılı bir süreçten geçmiş olduğu dönemde Türkiye’nin rotasından sapmadan hedeflerine doğru ilerlediğini belirten Erdoğan, “Asla şüphesiz devletlerin ve insanlığın tamamını etkileyen olumsuzlukların yaşam pahalılığı ve enflasyon benzer biçimde neticeleri bizlere de yansıyor fakat hamdolsun öteki ülkelerden değişik olarak biz geçtiğimiz 20 yılda inşa ettiğimiz kuvvetli altyapıyla son 8-9 yılda yaşadığımız tecrübelerin ışığında 2023 hedefleri ve 2053 vizyonuyla sembolleştirdiğimiz kendi yol haritamıza bağlı kalmayı başardık.” diye konuştu.

Türkiye’nin salgın ve harp benzer biçimde gelişmelerin tetiklediği küresel üretim ve lojistik sistemindeki yeni arayışların merkezi durumunda bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, “İkinci Dünya Savaşı’nın peşinden kurulan küresel yönetim ve güvenlik sistemi kökünden sarsılırken biz haiz olduğumuz zamanı birikimi siyasal, ekonomik ve askeri reformlarla canlandırdık. Artık her alanda kendi ayaklarının üstünde durabilen, bununla kalmayıp tüm dostlarına ve kardeşlerine destek verebilen bir Türkiye var.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, senelerdir devamlı dile getirdikleri büyük ve kuvvetli Türkiye’nin inşasını adım adım yürüttüklerini belirterek, hiçbir iç ve dış hadisenin, hiçbir açık ve gizli saklı oyunun kendilerini bu hedeften uzaklaştırmasına izin vermediklerini söylemiş oldu.

Bu mücadelede ülke ve milletçe ödedikleri bedelleri güvenli ve müreffeh geleceklerinin karşılığı olarak gördüklerini dile getiren Erdoğan, “Gelişmiş ülkelerin bile çaresiz kalmış olduğu sınamaları Türkiye’nin minimum kayıpla ve en fazla kazançla geride bırakması elbet birilerinde rahatsızlığa yol açıyor. Ülkemizin önü senelerce siyasal istikrarsızlıkla, yapay ekonomik krizlerle, terör örgütleriyle, vesayet araçlarıyla, darbelerle, evrensel kavramların arkasına gizlenmiş kurnaz projelerle kesilmişti.” dedi.

“MİLLETİMİZLE BİRLİKTE BU KİRLİ OYUNLARI BOZARAK BUGÜNLERE GELDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi dönemlerinde de benzer senaryoların değişik görünümler ve yöntemlerle sahnelendiğini belirterek, sözlerini şöyleki sürdürdü:

“Bir taraftan demokrasi ve kalkınma reformlarımızı kararlılıkla hayata geçirirken öteki taraftan da milletimizle beraber bu kirli oyunları bozarak bugünlere geldik. Yaratı ve hizmet siyasetimizle Türkiye’nin ayağındaki geri kalmışlık zincirlerini milletimizle beraber parçalayıp attık. Hak ve özgürlük alanlarını genişleterek ülkemizi vesayetin boyunduruğundan milletimizle beraber kurtardık. Diklenmeden dik durarak, egemenliğimizi hiçe sayan internasyonal baskıları milletimizle beraber göğüsledik. Sokaklarımızı kana ve ateşe boğma gayretlerini dirençli tavrımızla, milletimizle beraber akamete uğrattık. Ülkemizin bağrına yerleştirilmiş bir bomba olan FETÖ ihanet çetesini canımızı ortaya koyarak milletimizle beraber tepeledik. Bölücü terör örgütünün kanlı pençelerini askerlerimizin ve güvenlik güçlerimizin kahramanca mücadelesiyle milletimizle beraber söküp attık. Sınırlarımıza dayanan tacizleri, yaptığımız sınır ötesi harekatlarla milletimizle beraber püskürttük. Her alçak hamlenin bir parçasını oluşturan ve ekonomimizi hedef alan niyetleri aldığımız tedbirlerle milletimizle beraber bozduk. İnsanlığın yakın tarihte yaşamış olduğu en büyük sıhhat krizi olan koronavirüs salgınının üstesinden sıhhat sistemimizin gücü ve dirençli yönetimimize beraber milletimizle hep birlikte el ele yok ettik. Küresel finans, güvenlik, sığınmacı, sıhhat krizleri olarak tezahür eden çarpıklıkların yükünü ülkemizin üstüne yıkma heveslerini gene milletimizle beraber kursaklarda bıraktık.”

“DAR GELİRLİ İNSANLARIMIZIN ALIM GÜÇLERİNDEKİ DÜŞÜŞÜN FARKINDAYIZ”

Erdoğan, bugünkü ve bundan sonraki tüm sınamaları da gene 85 milyon hep beraber aşarak sonraki nesillere hak ettikleri Türkiye’yi bırakacaklarını belirterek, “Hedeflerimize ulaşmamıza bir el uzatımı mesafe kalmış olduğu bu tehlikeli sonuç aşamada yurttaşlarımızın yaşam pahalılığının yol açmış olduğu sıkıntılar sebebiyle zor günler geçirdiğini biliyoruz. Bilhassa dar gelirli insanlarımızın alım güçlerindeki düşüşün farkındayız. Bir taraftan enflasyonu dizginleyecek tedbirleri alırken öteki taraftan da ücretlerde yaptığımız artışlarla alım gücündeki gerilemeyi telafi etmeye çalışıyoruz.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çerçevede yıl başlangıcında asgari ücretten işçi, işgören ve emekli maaşlarına kadar geniş bir alanda ciddi artışlar yaptıklarını anımsatarak, şöyleki devam etti:

“Temmuz ayında yapılacak enflasyon farkı artışları ve öteki düzenlemelerle dar gelirlilerin alım enerjisini birazcık daha iyileştireceğiz. Haziran ayı itibarıyla başvuruları başlamış olacak Aile Destek Programı benzer biçimde yeni uygulamalarla da insanımızı sahipsiz bırakmıyoruz. Çeşitli başlıklar altında yalnız geçtiğimiz ay milletimizin değişik kesimlerine sağladığımız toplumsal desteklerin toplam tutarı 5,3 milyar liradır. Elektrik tüketim desteği için geçtiğimiz yıl ortalama 2,5 milyon haneye 2,5 milyar lirayı aşkın kaynak tahsis ettik. Organik gaz tüketim desteği olarak da son 2 ayda 114 milyon lirayı aşkın bir deposu yurttaşlarımıza aktardık. Her iki desteğin de kapsamını genişletecek emekleri sürdürüyoruz.”

Iktisat programlarının merkezinde istihdamı koruma ve geliştirmenin bulunduğuna işaret eden Erdoğan, “Çalışmak isteyen hiçbir insanımızın işsizlik sebebiyle ailesi ve çevresinin karşısında boynunun bükük dolaşmasına yol açmayacak bir anlayışla ekonomiyi yönetiyoruz. Hamdolsun bu sayede üretim tarafında oldukça iyi bir yerdeyiz. Ülkemizi eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, tarımdan spora tüm alanlarda cumhuriyet tarihinin en iyi seviyesine çıkartmak için yaptığımız yatırımların meyvelerini toplama vaktidir.” diye konuştu.

Türkiye’nin enerji hariç, dış tecim fazlası veren, ihracatı ithalatını geçen bir ülke durumuna geldiğini belirten Erdoğan, enerji fiyatlarında 10 kata varan artışların Türkiye’nin yalnız dış tecim görünümünü bozmakla kalmadığını, ürün maliyetlerinde de ciddi artışlara yol açtığını söylemiş oldu.

“STOKÇULUK VE FİYATLARI ETKİLEME SUÇLARINA CEZALARI YÜKSELTİYORUZ”

Bazı ürünlerdeki fiyat artışlarının, enerji fiyatlarındaki yükselişle, döviz kuruyla ya da enflasyonla izah edilemeyecek seviyede bulunduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

“Sair faktörlerle izahı mümkün olmayan, sırf açgözlülükten, fırsatçılıktan, tamahkarlıktan meydana gelen fiyat artışları hukuk değil, terbiye meselesidir. Bilhassa da üretim ve satış tekelinin söz mevzusu olduğu ürün ve hizmetlerdeki dengesiz fiyatlamalara karşı savaşım ediyoruz. Denetimleri sıkılaştırdık. Üretici ve tüketici arasındaki ilişkiyi en sıhhatli zemine oturtma amacıyla hazırlamış olduğumuz hal, perakende ve elektronik tecim kanunlarıyla ilgili emekler bitmek üzeredir. Stokçuluk ve tutarları etkileme suçuyla ilgili cezaları da tekrardan düzenliyoruz. Bu tür suçlara verilen cezaları caydırıcılık temelinde yükseltiyoruz. Ek olarak üretim maliyetlerini dengeleyerek, arzı artırmaya ve böylece tutarları istikrara kavuşturmaya yönelik de hazırlıklar yürütüyoruz. Türkiye’yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlayla büyütme politikamızın başarıya ulaşacağından asla kuşku etmiyoruz.”

Sabırla, azimle, inançla yürüdükleri bu yolun sonunun, Türkiye’nin selametine, milletin refahına, insanların huzuruna çıkacağına işaret eden Erdoğan, “Yeter ki bu zor günleri birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize haiz çıkarak geride bırakalım. Yeter ki kendimize güvenerek, umudumuzu canlı tutarak, vizyonumuzu genişleterek, hedeflerimizi büyüterek daha oldukça çalışalım, daha oldukça üretelim, daha oldukça savaşım edelim. İşte o vakit aydınlık bir geleceğin bizi beklediğini hep beraber göreceğiz.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her hak ve özgürlük talebini karşıladıkları, her eksiği tamamladıkları, her düşsel gerçeğe dönüştürdükleri, asırlık meseleleri hal yoluna koydukları benzer biçimde halihazırdaki sıkıntıları da çözeceklerini, bunun için ihtiyaç duyulan her türlü donanıma ve kararlılığa haiz olduklarını kaydetti.

“VATANDAŞLARI EV SAHİBİ YAPTIK”

Siyasetteki 40 yılı aşkın tecrübesine, belediye başkanı, başbakan ve cumhurbaşkanı olarak ülke yönetimindeki 30 yıla yaklaşan birikimine güvendiğini vurgulayan Erdoğan, Türkiye’nin potansiyeline ve 85 milyon vatandaşın gücüne itimatla bu mücadeleyi zaferle taçlandıracaklarını söylemiş oldu.

Yalanlarla, çarpıtmalarla, iftiralarla, dışarıdan yazılmış senaryolara dayalı politika ve cemiyet mühendislikleriyle Türkiye’yi yönlendirme devrinin bittiğini ifade eden Erdoğan, “Ulusal iradenin üstünlüğüne teslim olmayan asla kimsenin, bu ülkede yetki ve mesuliyet sahibi olamayacağı gerçeğine 2023’te bir kez daha hep beraber şahitlik edeceğiz.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye gündemindeki bazı mevzularla ilgili yürüttükleri hazırlıklar sonunda ortaya çıkan müjdeleri paylaşmak istediğini dile getirerek, bunlardan ilkinin, konut almak isteyen vatandaşlar ve konut icra eden firmalarla ilgili bulunduğunu kaydetti.

Hükümetleri döneminde ürettikleri 1 milyon 100 binin üstündeki konutla, vatandaşları uygun şartlarda ev sahibi yaptıklarını anımsatan Erdoğan, aynı şekilde bankacılık sektörünün verdiği uygun şartlı kredilerle, milyonlarca vatandaşın {özel sektör} tarafınca inşa edilen projelerden ev sahibi bulunduğunu söyledi.

3 AYRI ‘KONUT FİNANSMANI’ MÜJDESİ

Son dönemde küresel ekonomide ham madde fiyatlarında görülen fahiş yükseliş ve tedarik sorunlarının yol açmış olduğu sıkıntılar sebebiyle konut inşasında yavaşlama ve konut fiyatlarında oldukça büyük artışlar yaşandığına dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyleki sürdürdü:

“Vatandaşlarımızı bilhassa konut sektöründeki bu arızi dalgalanmadan korumak amacıyla bir takım tedbiri yaşam geçirme sonucu aldık. Bu çerçevede, konut finansmanı mevzusunda 3 ayrı paketi milletimizin hizmetine sunuyoruz. Birinci paketle ilk kere ve tek konut sahibi olacak vatandaşımıza 2 milyon liraya kadar değere haiz birinci el satın almalar için 10 yıla kadar vadeli ve aylık yüzde 0,99 faizli konut kredisi sağlıyoruz. İkinci paket, birinci ve ikinci el konutları da kapsıyor. Konut değerinin minimum yarısı 1 Nisan 2022 tarihinden ilkin açılmış döviz tevdiat hesaplarının bozdurulması yada fiziki altınların Merkez Bankasına satılarak karşılanması şartıyla alınacak konutlar bu paketten yararlanabilecek. Konut kıymeti 2 milyon lira ile sınırı olan bu paket, 10 yıla kadar vadeli ve aylık yüzde 0,89 faizli konut kredisi içeriyor. Bu paketin bir amacı da döviz ve altın varlıklarının Türk lirasına dönüşümünü teşvik etmektir. Üçüncü paketimiz inşaat sektörüne yöneliktir. Mayıs ayı başı itibarıyla asgari yüzde 40’ı tamamlanmış ve asgari yüzde 50’si satılmamış inşaat projelerinin bir an ilkin tamamlanabilmesi için 20 milyar liralık bir kaynak ayırdık. 1 yıl süresince konut fiyatlarını web sitelerinde duyurdukları fiyatta durağan(durgun) tutma taahhüdü veren firmalarımız belli bir rakama kadar ve 36 ay vade ile bu finansmandan yararlanabilecek. Böylece inşaat halindeki projelerin hızla tamamlanarak kısa vadedeki konut arzının artmasını böylece fiyatların dengeye gelmesini hedefliyoruz.”

“SOSYAL KONUT PROJELERİNE HIZ VERECEĞİZ”

Bunların yanında TOKİ vasıtasıyla yürüttükleri, vatandaşlara uygun fiyatla sunulan düşük maliyetli, düşük satış fiyatlı toplumsal konut projelerine hız vereceklerini dile getiren Erdoğan, “Düşük gelir grubundaki vatandaşlarımızı ev sahibi hayata geçirmeye yönelik toplumsal konut projeleri için TOKİ’ye 30 milyar liralık finans sağlayacağız. Toplumsal konut projelerimizin istismarını önlemek için de bu yolla edinilen konutların 5 yıl süreyle satışına izin vermeyeceğiz.” diye konuştu.

“Ufak ölçekli müteahhitlere, kent içindeki ufak parsellere konut yapabilmeleri için metrekaresini belli bir fiyatın üstünde satmamaları şartıyla uygun maliyetli kredi kullandıracağız.” diyen Erdoğan, bu tür alanların biriki konut alanı ilanı kanalıyla çeşitli vergilerden kural dışı olmasını temin ederek, maliyetlerin düşürülmesi yoluna da gideceklerini söylemiş oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, biriki alanlarda meydana getirilen ve uygun maliyetli krediyle desteklenen konutların da 5 yıl süreyle satış tahdidine doğal olarak olacağını belirterek, sistemin sıhhatli işleyişini sağlamak için, denetimde TOKİ ve Emlak Konut benzer biçimde birikimi olan kuruluşları kullanacaklarını kaydetti.

Konut arzını çoğaltmak için kentsel dönüşüm projelerine destek vereceklerini, ada düzeyinde yalnız hak sahiplerine yönelik uygun maliyetli kredilerle bu projeleri hızlandıracaklarını ifade eden Erdoğan, bilhassa hak sahipleri ile müteahhitlerin bir araya gelmiş olarak yürütecekleri bu projelerin denetimini de gene ilgili kuruluşların vasıtasıyla daha sıkı yapacaklarını altını çizdi.

Erdoğan, “Vatandaşlarımızı süratli, güvenli ve ekonomik şekilde konut sahibi yapmayı amaçlayan bu destek paketleri ve uygulamalarımızın hayırlı olmasını temenni ediyorum.” dedi.

YENİ PASAPORT AĞUSTOSTA

Erdoğan, uzun süredir hazırlıkları yürütülen mühim projelerden birinin de yerli ve ulusal geçişlik üretimi bulunduğunu belirtti.

Erdoğan, “Çip krizi sebebiyle küresel tedarik imkanları zorlaşan geçişlik üretimini devletimizde gerçekleştirecek altyapıyı kurduk. Dünyanın en güvenli pasaportlarından kabul edilen yeni pasaportumuzun sayfaları, Topkapı Sarayı ile başlayıp, birinci Meclis Binası ile sonlanıyor ve tam ortasında da Ayasofya Camisi bulunuyor. Ağustos ayı itibarıyla yurttaşlarımıza verilmeye başlanacak yeni pasaportumuzun da ülkemize, milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum.” ifadesini kullandı.

“3 MİLYON 700 BİN SURİYELİ BİZİM KARDEŞİMİZDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu’nun tarihin her döneminde çeşitli sebeplerle öteki coğrafyalardan gelen insanlara kucak açtığını, onlara yurt bulunduğunu, bilhassa son 150 yılda Kafkasya’dan Balkanlar’a dört bir yanda başı dara düşen, yaşamı ve geleceği tehdit altına giren tüm insanların yönünü Anadolu’ya çevirdiğini söylemiş oldu.

Bu topraklarda yaşayanların, canını ve onurunu kurtarmak için gelen asla kimseyi “el” görmediğini, dışlamadığını, ötekileştirmediğini, onlara asla husumet beslemediğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

“Hep beraber vatanımızı, ezanımızı, bayrağımızı, istiklalimizi ve istikbalimizi korumak, ülkemizi geliştirmek, devletimizi güçlendirmek, milletimizi kalkındırmak için çalıştık, çabaladık. Gerektiğinde Çanakkale’den İstiklal Harbi’ne ve 15 Temmuz’a kadar her durumda vatanımız uğrunda canımızı vermekten kaçınmadık, kol kola şehadete yürüdük, koyun koyuna aynı mezarda yattık. Sık sık dile getirdiğimiz benzer biçimde bizim devletimizin sınırları başkadır, milletimizin gönül sınırları bambaşkadır. Devletimizin sınırları doğudan batıya, Edirne’den Kars’a, kuzeyden güneye, Sinop’tan Hatay’a uzanır. Milletimizin gönül sınırları ise merhale merhale Avrupa’dan Asya’nın en uçlarına, Sibirya’dan Afrika’nın derinliklerine, okyanusları aşıp, bir uçtan diğerine, ABD’ya kadar uzanan genişliğe haizdir. Bilhassa tarih ve uygarlık birlikteliğimizin olduğu coğrafyalardaki kardeşlerimizle hakikaten oldukça hasbi, oldukça yakın bağlarımızın bulunduğunu kimse inkar edemez.”

Türkiye’nin bu coğrafyalardaki kardeşleriyle arasındaki gönül bağını hiçbir vakit koparmadığını belirten Erdoğan, Birinci Dünya Savaşı ve Ulusal Savaşım’nin peşinden Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla milyonlarca insanoğlunun Anadolu’ya geldiğini kaydetti.

Çerkezlerden Boşnaklara, Tatarlardan Türkmenlere, Gürcülerden Araplara değişik kökenlere haiz pek oldukça kişinin Anadolu’nun çeşitli yerlerinde kendilerine yeni bir yaşam kurduğunu belirten Erdoğan, “Öyleki ki Cumhuriyetin ilk yıllarındaki nüfusumuzun neredeyse yarısı sınırlarımız dışından gelen insanlardan oluşuyordu.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet periyodu süresince da Balkanlar’dan Kafkaslara kadar her yerde başı dara düşenlere ülkenin kapılarının açık bulunduğunu söylemiş oldu.

Çeşitli tarihlerde eski Yugoslavya topraklarından, Bulgaristan’dan, Romanya’dan, Doğu Türkistan’dan, İran’dan, Orta Asya’dan, Afganistan’dan, Bosna’dan, Kosova’dan milyonlarca ailenin Türkiye’ye sığındığını hatırlatan Erdoğan, bunlardan bir kısmının hemen sonra başka bölgelere gitse de oldukça büyük bir bölümünün Türkiye’de kaldığını beyan etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyleki sürdürdü:

“Şimdi Bay Kemal ne diyor? ‘Biz bunların hepsini yine Suriye’ye süreceğiz. Geldikleri yere yollayacağız’. Bu tarz şeyleri yapamayacaksın. Bu tarz şeyleri hayata geçirmeye hiçbirinizin de gücü yetmez. Zira biz ensar kültürüyle yetişmişiz. Biz göçmen kültürünün ne işe yaradığını oldukça iyi biliriz. Biz sizler benzer biçimde evet bu toprakları hudayinabit bulmadık. Bu topraklarda verilen mücadelenin ne işe yaradığını oldukça iyi biliriz. Şu anda 3 milyon 700 bin Suriyeli bizim kardeşimizdir ve biz bu kardeşlerimize haiz çıktık, haiz çıkıyoruz ve haiz çıkacağız Bay Kemal. Senin ortakların varsın PKK terör örgütünün mensupları olsun. Sen onlarla birlikte Ankara’dan İstanbul’a gene yürümeye devam et. Fakat biz bu kardeşlerimizle ensar kültürü, göçmen kültürü içinde yolumuza devam edeceğiz, asla ödün de vermeyeceğiz. Şu sebeple biz şuna inanıyoruz, sadece inananlar kardeştir ve kardeşliğimizi koruyacağız.”

“SURİYE’DE 100 BİN BRİKET EV YAPMA PROJESİNİ BAŞLATTIK”

Körfez Savaşı başladığında Irak’tan Türkiye’ye gelen 1 milyon kişinin tamamına yakınının savaşın peşinden evlerine geri döndüğünü belirten Erdoğan, Suriye’deki iç karışıklıkların peşinden ortalama 4 milyon kişinin Türkiye’ye geldiğini ve şimdi Suriye’nin kuzeyinde yapımı devam eden briket evlerden mümkün olduğunca fazlasını hayata geçirmeye da çaba edeceklerini söylemiş oldu.

Erdoğan, çatışmaların halen devam etmiş olduğu, terör örgütlerinin saldırılarını sürdürdüğü, siyasal birliğin ve toprak bütünlüğünün hemen hemen sağlanamadığı Suriye’nin istikrara ulaşması için her türlü gayreti gösterdiklerini belirterek, sözlerini şöyleki sürdürdü:

“Bugüne dek ülkemize gelen Suriyelilerden 500 bini sınırlarımıza bitişik bölgelerde güvenli hale getirdiğimiz bölgelere dönüş yapmış oldu. Internasyonal yardım kurumlarının desteğiyle 4 milyon kişinin İdlib başta olmak suretiyle bulundukları yerlerde kalmalarını sağlıyoruz. Buna karşın İdlib’deki gerilimin ve öteki bölgelerdeki güvensiz ortamın sürmesi, ülkemizdeki Suriyeli sayısının belirgin şekilde azalmasının önüne geçti. Antalya’da 2015 senesinde meydana getirilen G-20 Zirvesi’ne katılan liderlere Suriyeli sığınmacılar için bu ülkenin topraklarında hızlıca 1 milyon kişinin iskanını sağlayacak şehirler inşa edilmesi teklifinde bulunmuştuk. Maalesef bilhassa de Batı ülkeleri, sığınmacıları kendi sınırlarından uzak tutmak için yaptıkları harcamanın oldukça azıyla hayata geçirilebilecek bu projeye ihtiyaç duyulan desteği vermediler. Türkiye bu yükün büyük bir bölümünü hem kendi sınırları içinde hem de Suriye topraklarında üstüne almak durumunda kaldı.

“AMACIMIZ 1 MİLYON SURİYELİNİN GERİ DÖNÜŞÜNÜ TEMİN ETMEKTİR”

Geçtiğimiz yıl sivil cemiyet kurumlarının desteğiyle Suriye topraklarında hakikaten oldukça zor şartlarda yaşayan insanoğlu için 100 bin briket ev yapma projesini başlattık. Bu proje kapsamında 57 bin briket evi tamamladık, 20 bini ile ilgili emekler sürüyor, kalan 23 bin evi de en kısa sürede yapacağız. Bu sayıyı daha da artırmamız mümkün olabilir. Şimdi 2015 yılındaki aslolan projemizi hayata geçirecek yeni bir adım daha atıyoruz. Internasyonal yardım kurumlarının finansmanıyla, Suriye topraklarında 13 ayrı yerde okuluyla, hastanesiyle, sanayisiyle, tarımıyla ihtiyaç duyulan tüm altyapıya haiz 200 bin konut inşa edilmesini inşallah sağlıyoruz. Hedefimiz halen devletimizde yaşayan 1 milyon Suriyelinin tüm insani şartlara haiz bu şehirlere geri dönüşünü temin etmektir. Kurumlarımızın yapmış olduğu emekler, bu geri dönüş için 1 milyondan oldukça daha çok sığınmacının gönüllü bulunduğunu göstermektedir. Böylece tüm dünyanın adeta sırtını döndüğü, görmezden geldiği, vicdanını kapattığı bir trajedinin çözümünde mühim bir merhaleyi daha Türkiye’nin öncülüğünde tamamlamayı hedefliyoruz. İnşallah emekler ilerledikçe bu sürecin ayrıntıları ile ilgili detayları kamuoyuyla paylaşacağız. Rabbim kimseyi vatansız, yurtsuz, evsiz bırakmasın, canıyla malıyla onuruyla sınamasın diyoruz.”

Erdoğan, kimsenin ülkesini, evini, işini, ailesini, bağlarını sebepsiz yere terk edip bir bilinmeze doğru yola çıkmayacağını belirtti.

Türkiye’nin bu şekilde bir mecburiyetle karşı karşıya kalanlara kucağını açtığını, bunun insani, vicdani ve zamanı bir vazife bulunduğunu dile getiren Erdoğan, bu etik vazifenin hakkıyla yerine getirilerek dünyanın karşısına huzuru kalple çıkıldığını söylemiş oldu.

Erdoğan, Suriye’deki çatışmaların rejimin sivillere yönelik yırtıcı saldırıları yanında Batı ülkelerinin muhalifleri teşviki ve desteklemesiyle başladığını belirterek, şöyleki konuştu:

“Eğer bu destek sürdürülmüş olsaydı, ülke kısa bir süre içinde tekrardan güvenli ve istikrarlı hale gelebilirdi. Sadece bir süre sonrasında Batı ülkeleri desteklerini Suriye halkı yerine bu ülkede üstlenmiş terör örgütlerine yönlendirdi. Tırlarca, terör örgütüne tabanca, cephane, vasıta, gereç gönderdiler. Bu tarz şeyleri hep beraber yaşadık. Suriye topraklarını kana ve ateşe bulayan bu strateji değişikliğinin peşinden bölge, proje ürünü envaiçeşit terör örgütünün cirit attığı, Türkiye için de ciddi tehditler içeren bir bataklık haline dönüştü. Fırat Kalkanı ile Zeytin Dalı ve Sulh Pınarı harekatları ile devam eden operasyon, tüm bu operasyonlarımızın en başta gelen sebebi budur.”

Suriye’de rejimin zulmüne karşı çıkmanın yanı sıra PKK’sından DEAŞ’ına kadar tüm terör örgütleriyle en etkin mücadeleyi Türkiye’nin yürüttüğünü ve yürütmeye devam ettiğini dile getiren Erdoğan, harekatlar yardımıyla hem Türkiye sınırlarının saldırılara karşı korunaklı hale getirildiğini hem de Suriye içinde insanların huzurla yaşayabilecekleri güvenli alanlar oluşturulduğunu kaydetti.

Erdoğan, “Ülkemiz içindeki Suriyeli sığınmacılar ile öteki statülerde yaşayan yabancıları da yakından takip ediyoruz. Hangi ülkeden gelirse gelsin tüm yabancıların oturma ve emek harcama düzenlerini belirli kurallara bağladık. Kurallara uymayanları da derhal geldikleri bölgelere gönderiyoruz. Bu şekilde sınır dışı edilen Suriyeli sayısı 20 bini bulmuştur. Öteki ülke vatandaşlarından sınır dışı edilenlerin sayısı da 21 bin kişiyi geçmiştir. Afganistan başta olmak suretiyle istikrarsızlığın ve çatışmaların yaşandığı her yerde benzer tablolar ortaya çıkmaktadır.” diye konuştu.

“ÜLKEMİZE GELEN UKRAYNALI SAYISI 100 BİNE YAKLAŞTI”

Senelerdir geri kalmışlığın, açlığın, sefaletin pençesinde kıvranan yerlerden de öteki gelişmiş ülkeler benzer biçimde Türkiye’ye yönelik bir insan akışının mevcut bulunduğunu aktaran Erdoğan, “Çeşitli yollarla sınırlarımıza giren ve ülkelerine geri gönderdiğimiz düzensiz göçmen sayısı 2016’dan bugüne dek 320 bini aşmıştır.” dedi.

Türkiye topraklarına yönelen düzensiz göçmenlerin mühim bir bölümünün hedefinin buradan Avrupa’ya geçmek bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, Ukrayna krizi öncesi son 7 yılda Avrupa Birliği ülkelerine ulaşan bir çok Suriye ve Irak kökenli sığınmacı sayısının 1 milyon olarak ifade edildiğini belirtti.

Bilhassa savaşın başlamasıyla Ukrayna’dan komşu ülkelere ve sonrasında da bir kısmı Avrupa topraklarına geçen şahıs sayısının 4 milyonu aştığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

“Ülkemize gelen Ukraynalı sayısı da 100 bine yaklaştı. Görüldüğü benzer biçimde sığınmacı problemi yalnız bizlere mahsus, bizim ülkemize mahsus değildir, tüm dünyanın meselesidir. Bu akına en oldukça muhatap olan devlet olmamıza karşın krizi insani duyarlılıklara halel getirmeden yönetmeyi başarabilen nadir ülkelerin başlangıcında geliyoruz. Sığınmacı düşmanlığı üstünden kendilerine siyasal pozisyon sağlamaya çalışanların ilkin bu gerçekleri görmeleri gerekiyor. Daha önemlisi bu politikanın en ön saflarında yer alanların dedelerinin de canlarını ve onurlarını kurtarmak için Anadolu topraklarına sığınanlar içinde yer aldığını asla unutmamaları şarttır. Dün onların dedelerini iyi mi bağrımıza basmışsak bugün de umarsızlık içinde bizlere sığınanlara aynı şekilde davranıyoruz.

Bu aziz millete tek parti CHP’sinin yaşattığı Boraltan Köprüsü faciasının utancını tekrar biz tekrarlatmayacağız. Mazlumları katillere teslim etmedik, etmeyeceğiz. Suriyelilere yada öteki ülkelerden gelen yabancılara kendi yurttaşlarımızdan değişik hiçbir olanak sağlanmamakta, fazladan hiçbir kaynak tahsis edilmemektedir. Fitnecilerin yalan, yanlış, çarpıtma üstüne kurulu nefret kampanyaları hiçbir vakit vatandaşımızın kalbini bulandırmasın, kafasını karıştırmasın. Gönüllü dönüşler için ihtiyaç duyulan imkanları sağladıkça ülkemizdeki Suriyeli sayısının makul düzeylere gerileyeceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Aynı yaklaşım öteki yerlerden ülkemize gelen yabancılar için de geçerlidir. Bu ülkeye katkı elde eden, bu milletin inancına, diline, kültürüne saygı duyarak topraklarımızda yaşamını sürdüren asla kimselerle sorunumuz, sıkıntımız yoktur, olmayacaktır.”

“2023 HEDEFLERİMİZDEN ŞAŞMADAN YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”

Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri süresince bin senedir bu topraklarda beraber yaşama kültürünün hakim bulunduğunu, bu kadim kültürün Türkiye’de asla Batı’daki benzer biçimde bir ırkçılık ve yabancı düşmanlığı hastalığının kök salmasına izin vermeyeceğini söyleyen Erdoğan, Türkiye’yi bu şekilde bir çarpıklık üstünden karıştırmak isteyenlerin kimin değirmenine su taşıdığının izaha gerek olmayacak kadar açık bulunduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz 2023 hedeflerimizden, 2053 vizyonumuzdan asla şaşmadan yolumuza devam edeceğiz. Küresel ekonomideki dalgalanmaların durulmasına paralel şekilde yüksek enflasyon ve yaşam pahalılığı mevzularını da ülkemizin gündeminden çıkartmaya devam edeceğiz.” dedi.

GENÇLERE ÇAĞRI

Erdoğan, Gençlik ve Spor Bakanlığının düzenlemiş olduğu gençlik kamplarının başvurularının bugün itibarıyla başladığını bildirerek, daha ilkin 12-22 yaş aralığını kapsayan bu kamplardan yararlanma sınırının gençlerden gelen talepler doğrultusunda 25 yaşa yükseltildiğini deklare etti.

Bu yıl ortalama 200 bin gence bu kamplarda spordan kültür faaliyetlerine kadar uzanan hizmetler verileceğini dile getiren Erdoğan, gençleri temmuz ayına kadar sürecek gençlik kampları başvurularına katılmaya çağrı etti.

Rize-Artvin Havalimanının cumartesi günü açılışının yapılacağını belirten Erdoğan, dünyada deniz üstüne kurulu beş havalimanı bulunduğunu, bunlardan birisinin Ordu-Giresun Havalimanı bulunduğunu, ikincisinin de Rize-Artvin Havalimanı olacağını söylemiş oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile beraber havaalanının açılışını gerçekleştireceklerini kaydetti.

ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Erdoğan’dan Prens Selman’a geçmiş olsun telefonu

AK Partili isim canlı yayında son anket neticelerini deklare etti!

Ayasofya Camii’nde zamanı su haznesi ayakkabılık oldu!