Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, gündemdeki meselelere ilişkin yapmış olduğu açıklamada, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın etkisiyle Karadeniz’de ortaya çıkan mayın tehlikesine değindi.

Karaismailoğlu, Karadeniz’deki mayınlar mevzusunda iki tarafın da değişik konuştuğunu söylemiş oldu.

Bakan Karaismailoğlu, açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:

“Mayınların bu kadar kısa sürede İstanbul yakınlarına gelmesi mümkün değil. Ukrayna’daki mayınların özgür bırakılması bizlere de acayip geliyor. O yüzden devamlı mayın tarama gemileri dolaşıyor. Bu da bir kaygı yaratıyor.

“Cenk ortamından dolayı bazı belirsizlikler var”

Riskli bölge olarak gözüküyor o taraflar. Oradaki ticareti etkileyen unsur bu. Cenk ortamından dolayı bazı belirsizlikler var. Savaşın bitişiyle bunlar kısa sürede ortadan kalkacak.”

“Ukrayna’nın Karadeniz’deki sahillerinde bekleyen 22 gemimiz var”

Karaismailoğlu, Rusya’nın kontrolündeki Azak Denizi ve Kerç Boğazı’nda bekleyen ayçiçeği yağı yüklü Türk gemilerinin haftalar ilkin döndüğünü anımsatarak, şu şekilde konuştu:

“Şu anda bilhassa Ukrayna’nın Karadeniz’deki sahillerinde bekleyen 22 gemimiz var. Bunlardan bir çok Türk sahipli. Türk bayraklı olanlar da var içinde. Hatta bugün Ukrayna Büyükelçisi ile istişare yaptık. O gemileri oradan almamız gerekiyor. Başlangıçta 200’ün üstünde mürettebat vardı, onların bir kısmını tahliye ettik. Şimdi 90 mürettebat var fakat onlar tahliye talebinde bulunmadı, gemiyi terk etmek istemiyorlar. Gemilerde tahıl, ayçiçeği yağı, demire kadar yük var. 50 güne yaklaştı. Vapur sahipleri de tedirgin, müjdeli haber bekliyor. Ikimiz de teyakkuz halindeyiz.

“Cenk ortamı her şeyi altüst ediyor.”

Arama Kurtarma Merkezimizden çalışan vapur adamlarıyla devamlı irtibattayız. Hem Rusya hem Ukrayna tarafıyla görüşmelerimiz devam ediyor. Türkiye’nin haricinde başka ülkelerin de gemiler var. Bölgede ortalama 100 vapur bulunuyor. Bir an ilkin bunların kurtarılması lazım fakat savaşın bitmesi lazım. Ek olarak geminin haricinde limanda bilhassa Ukrayna tarafında ihracat bekleyen yükler var. Öteki taraftan aslına bakarsak bizim limanlarda Ukrayna’ya gitmek suretiyle bekleyen yükler de bulunuyor. Cenk ortamı her şeyi altüst ediyor.”

“Cenk ortamı ulaştırma sektörünü de tedirgin etti”

Havacılık sektörünün de savaştan ciddi şekilde etkilendiğine dikkati çeken Karaismailoğlu, Ukrayna hava sahasının kapalı olması sebebiyle bu ülkeyle hiçbir havacılık ulaşımının olmadığını, harp ortamı olmasaydı Ukrayna’dan ciddi gezgin beklendiğini, Rusya tarafınca da planlandığı kadar olmasa da mühim bir gezgin gelmesi için Kültür ve Gezim Bakanlığı’nın emek verme yaptığını söyledi.

Cenk ortamının tüm sektörler benzer biçimde ulaştırma sektörünü de tedirgin ettiğini belirten Karaismailoğlu, deniz yöntemiyle taşınan yüklerin kara yöntemiyle taşınmasının mümkün olmadığını ifade ederek, “Büyük bir vapur neredeyse 5 bin kamyonun taşımış olduğu yükü taşıyor. O yüzden azca da olsa denizde olmayan ticari etkinlik, kara yoluna da yansımış oldu. Oradaki talep fazla olunca orada da birikmeler başladı. Gürcistan tarafıyla devamlı görüşüyoruz, hatta arkadaşlarımız Gürcistan’a gidiyorlar, onlarla görüşüp, trafiği hızlandırma yönünde çabamız var.” dedi.

İhracattaki artıştan dolayı sınır kapılarında yoğunluk bulunduğunu, deniz ticaretinin aksaması dolayısıyla extra yük bindiğini ve hepsini takip ettiklerini vurgulayan Karaismailoğlu, binin üstünde tırın beklediğini kaydetti.

Ulaştırma 2053 Vizyonu

Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı kapsamında hazırlanan Ulaştırma 2053 Vizyonu’nun ülke yönetimi için mühim bulunduğunu ifade eden Karaismailoğlu, bugün yaşanmış olan sorunların iyi çözümleme edilerek, gelecek yıllarda çıkacak sorunlara bugünden hazırlıklı olunması, planların ona bakılırsa yapılması icap ettiğini söylemiş oldu. Karaismailoğlu, bugünkü gereksinim analizleri, gelişmekte olan süreçler, üretim ve istihdamdaki gelişmeler, kalkınma planları ışığında ülkenin potansiyelinin ortak akılla iyi değerlendirilmesi gerektiğine işaret ederek, bu vizyonla yılların planlanması icap ettiğini söyledi.

“Ülkelerin master planları eğer olmazsa yaptığınız işlerin de bir faydası olmaz”

Bakan Karaismailoğlu, son 20 yılda meydana getirilen büyük yatırımları daha da aktifleştirecek ve bunlara destek olacak, ülkenin gelecek yıllarda yaşayabileceği problemler üstüne bugünden hazırlanılmasını sağlayacak master planların eğer olmazsa olmaz bulunduğunu altını çizdi.

Karaismailoğlu, “Ülkelerin master planları eğer olmazsa yaptığınız işlerin de bir faydası olmaz. Bu tarz şeyleri iyi planlayıp, birbiriyle entegre edip koordinasyonu sağlamak lazım. Son 20 senedir 170 milyar dolarlık yatırım yaptık.” diye konuştu.

“2053 yılına kadar 198 milyar dolarlık yatırım yapılacak”

Meydana getirilen yatırımlara ilişkin informasyon veren Karaismailoğlu, ülkenin 2053’e kadar karşılaşacakları vakalara karşı planların hazırlandığını, 2053 yılına kadar 198 milyar dolarlık yatırım yapılacağını, demir yolu ve komünikasyon ağırlıklı yatırım dönemine girildiğini kaydetti.

5G tartışmaları

Iletişim alanında fiber ve ortak altyapı kurulmasının en mühim gündemlerinden biri olduğu bilgisini veren Karaismailoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Bilhassa Türk Telekom’daki hisse yapısının değişmesinden sonrasında bu daha da kolaylaştı. Hedefimiz ortak altyapı şirketi oluşturmak ve mobili birbirinden ayırıp, fiber altyapı ağımızı mümkün olmasıyla birlikte genişletmek.”

Karaismailoğlu yerli ve ulusal 5G çalışmalarının devam ettiğini sadece dünyada da 5G’nin hala tartışıldığını dile getirdi.

Bir taraftan yerli ve ulusal şebeke oluşturmak için yoğun emek verme sarf ederken dünyadaki gelişimleri de takip ettiklerini vurgulayan Karaismiloğlu, 5G’ye geçildiğinde bir ihtimal abonelerin bunu hissedemeyeceğini sadece bilhassa sanayide, medikalde ve öteki sektörlerde 5G’nin faydasının olacağını, bunun da ciddi bir altyapı gerektirdiğini bildirdi.

Yap-işlet-devlet modeli

Karaismailoğlu, yap-işlet-devlet (YİD) modeliyle meydana getirilen projelere de değindi. Kamu-özel iş birliği yöntemlerini fizibilitesi uygun işlerde kullanmaya devam edeceklerini, yaptıkları projelerin arkasında olduklarını söyleyen Karaismailoğlu, projelerin fayda-maliyet-etki analizlerini yaptıklarında, her yönüyle yararlı bulunduğunu gördüklerini belirtti.

Karaismailoğlu, dünyayı etkileyen koronavirüs sebebiyle hareketliliklerin azalmasına bağlı olarak projelerin fizibilitelerinde beklenen geri dönüşlerin sağlanamadığını söylemiş oldu.

Bu yıl itibarıyla gelir akışının artarak devam edeceği bilgisini vererek, bu projelerin 2023’ten sonrasında direkt devlete gelir akışı sağlamaya başlayacağını, 2030’da direkt gelir akışı sağlar hale geleceğini, 2040’ta ise projelerin işletmecinin olmadığı, tamamen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın yönettiği projeler haline dönüşeceğini kaydetti.

Yavuz Sultan Selim Köprüsü, 2026’da devlete teslim edilecek

YİD’lerin süreli işletmeler bulunduğunu vurgulayan Karaismailoğlu, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün 2026’da devlete teslim edileceğini bildirdi.

Karaismailoğlu, YİD projelerinde mühim gelişmeler olacağına dikkati çekerek, “Bilhassa Antalya-Alanya Otoyolu ihalesini hazırlıyoruz. Yazları YİD olarak ihalesini yapacağız. Ankara-Kırıkkale-Delice Otoyolu Projesi’nin ihalesini de hazırlıyoruz. Fizibilitesi uygun projelerde YİD modelini kullanmaya devam edeceğiz.” dedi.