Karar enflasyonun denetim altına alınmasına da pozitif katkı sağlayacak
BDDK Başkanı Akben, kurumun almış olduğu kararla ilgili izahat yaparak, kararın enflasyonun denetim altına alınmasına da pozitif katkı sağlayacağını belirtti.
Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, cuma günü kurumun almış olduğu TL nakdi ticari kredilerin amacına uygun kullandırılmasına yönelik sınırlamalar içeren sonucu “makroihtiyati önlem” olarak tanımladı.
“Bazı firmalar döviz pozisyon fazlası olmasına karşın, TL kredi kullanarak döviz alımı yapmış oldu”
BBDK tarafınca bankalara kredilerin kullandırım amacına aykırı işlemlerin gerçekleştirilmemesi için daha ilkin talimatlar verildiğini hatırlatan Akben, sadece bazı şirketlerin, döviz borcu ya da döviz yükümlülüğü olmamasına hatta döviz pozisyon fazlası olmasına karşın, TL kredi kullanarak döviz alımı gerçekleştirdiklerini ve döviz pozisyonu tuttuklarını gözlemlediklerini söylemiş oldu.
“Kararla döviz, hakkaten gereksinim olan alanlarda kullanılacak”
BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben, “Kredi sisteminin etkin şekilde emek vermesi ve kredilerin amacına uygun bir halde kullanılması için alınmış bir makroihtiyati tedbirdir. Bu karar bununla beraber, dövizin hakkaten gereksinim olan alanlarda kullanılmasına ve enflasyonun denetim altına alınmasına da pozitif katkı sağlayacak.” açıklamasında bulunmuş oldu.
Şirketlerin kaide kapsamına alınması için şartlar var
Mehmet Ali Akben, bu kapsamda, bir firmanın bahse mevzu kurul sonucu kapsamına dahil olması için bağımsız denetime doğal olarak bir şirket olması, yabancı para (YP) nakdi varlıklarının TL karşılığının 15 milyon liranın üstünde olması ve bu YP nakdi varlıkların TL karşılığının, etken toplamından yada son 1 senelik net satış gelirinden büyük olanının yüzde 10’unu aşması icap ettiğini söylemiş oldu.
“Üç şartın beraber sağlanması lüzumlu”
Herhangi bir firmanın bu karar kapsamına girebilmesi için bahse mevzu her 3 şartın da beraber sağlanması icap ettiğinin altını çizen Akben, anılan karar çerçevesinde, YP nakdi varlıklar kapsamına altın dahil, efektif döviz ile bankalardaki YP mevduatların girdiğini, yurt içi yerleşiklerce YP cinsinden ihraç edilmiş menkul kıymetler ve eurobond benzer biçimde borçlanma araçlarından oluşan öteki parasal varlıkların YP nakdi varlıklar kapsama girmediğini aktardı.
Akben, sadece, şirketlerin, yurt dışı yerleşiklerce YP cinsinden ihraç edilmiş menkul kıymetler ve hisse senetleri ile yurt dışı yerleşiklerle meydana getirilen ters repo benzer biçimde öteki parasal varlıklarının da karar kapsamındaki YP nakdi varlık tutarının hesaplamasına dahil bulunduğunu bildirdi.
“Şirketlerin YP varlıklarına ilişkin herhangi bir sınırlama ya da müdahale söz mevzusu değildir”
BDDK Başkanı Akben, söz mevzusu karar kapsamına gerçek kişiler ile şirket ortaklarının girmediğinin altını çizerek, “Bu 3 şartın birden sağlanması sebebiyle kredi kullandırımına ilişkin bir sınırlamaya doğal olarak olunsa bile, ilgili mevzuat uyarınca, firmanın YP kredi kullanmasına yönelik bir sınırlama bulunması durumunda, bu şirketlere 3 aylık YP net açık pozisyonları kadar TL kredi kullandırılmasına olanak tanınmıştır.” ifadelerini kullandı.
Karar tarihinden ilkin bankalarca müşterilere tahsis edilmiş limitler doğrultusunda kullandırılacak basar nitelikli krediler ile KMH, kurumsal kredi kartları ve gecelik krediler için mevcut limit boşlukları çerçevesinde gerçekleşecek aylık bakiye artışları ile sınırı olan olmak suretiyle lüzumlu kolaylığın sağlandığına işaret eden Akben, bahse mevzu kurul sonucu kapsamına giren firmalar bakımından yalnız TL kredilere erişim sınırlaması getirildiğini altını çizdi.
Akben, “Bu kapsama girecek şirketlerin YP varlıklarına ilişkin herhangi bir sınırlama ya da müdahale söz mevzusu değildir. Ek olarak, söz mevzusu kurul sonucu yalnızca TL cinsinden nakdi kredilere yönelik olup YP cinsinden kullandırılacak ticari krediler bu kapsama girmemektedir. Bu kararın, yüksek düzeyde YP nakdi varlık tutan şirketlerin TL kredi kullanımını sınırlandırarak, kredi kaynaklarının daha verimli ve üretken alanlarda kullanılması suretiyle kredi sisteminin etkin bir halde çalışmasına ve finansal istikrarın güçlendirilmesine katkıda bulunması öngörülmektedir.” diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: webhane.com
