Kurmacayla gerçekliğin, hatırayla unutuşun, merhametle acımasızlığın birbirini sonsuza dek ayarttığı bir cihanın kurucusu, tek âlimi ve tek anlatıcısı Jorge Luis Borges tüm yapıtlarıyla Can Yayınları’nda..

İşte o üç kitap…

Atlas

Fotoğrafların açıkladığı metinlerden ya da fotoğrafları açıklayan cümlelerden oluşan bir kitap değil bu. Her bir kısmın içeriğini meydana getiren, imgelerle sözcüklerin uyumlu birliği. Bilinmeyeni keşfetme hevesi Sinbad’a, Kızıl Erik’e ya da Kopernik’e has değil. Dünyada keşfetmeye meraklı olmayan tek bir insan bile yoktur. Her şey acıyı, tuzluyu, eğriyi, düzü, pürüzü, gökkuşağının rengini ve alfabenin yirmi küsur harfini keşfetmekle başlar; akabinde sıra simalara, haritalara, hayvanlara ve yıldızlara gelir; en sonunda insan ya kuşkuyla dolar ya imanla, üstelik evvelce ne kadar bilgisiz olduğu sonucuna ulaşması da neredeyse kaçınılmazdır.

Alçaklığın Üniversal Tarihi

Bu kitabı meydana getiren anlatı cinsindeki düzyazı çalışmaları 1933 ve 1934 yıllarında gerçekleştirildiler.

Köklerinin Stevenson ve Chesterton’dan yaptığım yine okumaların yanı sıra Von Sternberg’in birinci sinemalarına, hatta tahminen Evaristo Carriego’nun muhakkak bir biyografisine kadar uzanıyor.

Birbiriyle alakasız şeyleri de bir ortada sıralama, devamlılığı sağlamak ismine anlık tahliller üretme ya da bir insanın ömrünün iki-üç sahneye indirgenmesi (“Pembe Köşedeki Adam” hikayesini biçimlendiren de bu görsel niyet) üzere sistemleri kendi maksatlarına alet ettiklerini belirtmekte yarar var. Ruhsal metinler değiller ve o denli olmaya da çalışmıyorlar.

Sonsuzluğun Tarihi

“Bu sayfalara ismini veren o sıra dışı “sonsuzluğun tarihi” hakkında çok az şey söyleyeceğim. Vakit bizim açımızdan bir problemdir; sarsıcı ve talepkâr bir sorun, tahminen de metafiziğin en can alıcı sorunu; sonsuzluksa bir oyun ya da yıpranmış bir umut. Farklı anlarda farklı yerlerin işgal edilmesi -yani hareket- vakit olmaksızın kavranamaz. Tıpkı biçimde, farklı anlarda, birebir yeri işgal etmek manasına gelen hareketsizlik de o denli. Sayısız şairin hasretle yanıp tutuştuğu sonsuzluğun bizi en azından kaçamak usulde olsa da ardışıklığın baskısından kurtaran maharetli bir aygıt olduğunu nasıl hissedemedim?”

Ergül Tosun

Kitap sayfası için irtibat:

ergul.tosun@ensonhaber.com