Dışişleri’nden Avrupa Konseyine ‘Osman Kavala’ tepkisi

Dışişleri Bakanlığından Avrupa Konseyine, Osman Kavala hakkında alınan karardan dolayı gösterdi. Bakanlığın açıklamasında “Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi bugün Kavala davasının AİHM’e havale edilmesine dair bir ara sonucu oy çokluğuyla kabul etmiştir. Böylelikle, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi vatanımızda devam eden bağımsız yargı sürecine müdahale niteliği taşıyan yaklaşımını devam ettirmiş ve yargı sürecine saygı ilkesini ihlal etmiştir.” denildi.

Bakanlıktan meydana getirilen yazılı açıklamada, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin, 2 Aralık 2021’de Türkiye’nin AİHM’in Kavala kararını uygulayıp uygulamadığının tespiti hususunu AİHM’e havale etme niyetini içeren bildirimde bulunmuş olduğu, mevzuya ilişkin görüşün iletilmesinin talep edilmiş olduğu anımsatıldı. Hükümet görüşünün 19 Ocak 2022’de Avrupa Konseyi’yle paylaşılmış olduğu belirtilerek, “Görüşümüzde, ülkemizin AİHM kararının gereğini yerine getirmiş olduğu, Kavala’nın tutukluluk durumunun halen devam eden başka bir yargı süreci sebebiyle olduğu ayrıntılarıyla açıklanmış ve mevzunun hukuk ilkeleri temelinde incelenmesi çağrısında bulunulmuştu. Buna karşın Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi bugün Kavala davasının AİHM’e havale edilmesine dair bir ara sonucu oy çokluğuyla kabul etmiştir. Böylelikle, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi vatanımızda devam eden bağımsız yargı sürecine müdahale niteliği taşıyan yaklaşımını devam ettirmiş ve yargı sürecine saygı ilkesini ihlal etmiştir” denildi.

AİHM kararlarının icrasını denetleyen Bakanlar Komitesi’nin gündeminde başka ülkelerle ilgili oldukça sayıda uygulanmayan karar bulunurken, Kavala kararının devamlı olarak gündemde tutulmasının iyi niyetten uzak, kasıtlı ve de tutarsız yaklaşım olarak görüldüğü belirtilerek, “İç hukukta devam eden dava süreci gözardı edilerek siyasal saiklerle alınan bu önyargılı kararın Avrupa insan hakları sisteminin itibarını zedelediği aşikardır. Avrupa Konseyi insan hakları sisteminin etkinliğinin sağlanması için, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin tarafgir ve seçici yaklaşımını bir yana bırakması gerekmektedir. Dileğimiz, AİHM’nin alınan bu sonucu hakkaniyetle değerlendirmesi ve bu mevzuda iç hukukta devam eden dava sürecini dikkate alarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi uyarınca ilk aşama mahkemesi benzer biçimde hareket etmeden, içtihat ve ilkeleri doğrultusunda karar almasıdır” denildi.

ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ