
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ‘3 Mayıs Milliyetçiler Günü’ sebebiyle yazılı söyleme yaptı. Küresel salgın yarıyılında, ulusal şuurun muhkem ve saygın bir uyanışı olan 3 Mayıs 1944 Milliyetçiler Günü’nün algı edildiğini belirten Bahçeli, Türk milliyetçiliğinin cemiyetselleşmesinin, ilerleyen senelerde kitleselleşip politik bir harekete dönüşerek kabuk değiştirmesinin 76 sene evvelki vakaların müessir sonuçlarından birisi olarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydoldu. Bahçeli, milliyetçiliğin demokrasiyle aynılığının derin izlerini, bütün bağımsızlık ve hürriyetle birlikteliğinin delil ve kararlarını 1940’lı senelerin keder dolu sayfalarında görmek olası olduğunu vurgulayarak,
“Bugünlerde demokrasi dışı arayışlarını saklamayan, sandıkta bulamadıklarını caddelerden devşirmeye çalışan harap politikacıların, sefih sponsorlarının ağızlarından düşürmedikleri demokrasi elbette sahte ve sanaldır. Bunların laf ve söylemeleri sadece demagojiden ibarettir. Müstebit kafalar, ulusa tepeden bakan anti demokratik amaçlar, ulusal istemi yok sayan işbirlikçi etraflar, ‘bir biçimde’ lafıyla ateşle oynamaktadır. Bu şuursuzların dünü karmaşık, bugünü zifiri karanlıktır. Türk ulusu bu gaddar ve demokrasi karşılarına asla izin etmeyecek, zamanında yapılacak tercihlerde bu çürükleri sandığın dibini yollayacaktır. Türk milliyetçiliği geçmişte nasıl haksızlığa ve hıyanete direnmişse, günümüzde benzerini şevkle, coşkuyla, imanla ifa etmektedir” ifadelerini kullandı. Türk milliyetçiliğinin varlığı ve vakarının, Türk halkının ortaya çıkışıyla tarih sahnesindeki yerini aldığını belirten Bahçeli,
“Bu kapsamda diyebiliriz ki, milliyetçiliğin 19’uncu asrın mahsulü olduğunu iddia ve ifade eden uyduruk batı tezlerinin bizim nazarımızda haysiyet ve inandırıcılığı kesinlikle yoktur. Pek çok ülkenin korkunç bir salgınla pençeleştiği bir zaman aralığında milliyetçilik tasvir ve ibrazı yapılan yeni bir dünyanın anahtarı; sulh, huzur, güvenlik ve ekonomik gelişmişliğin reel ve emin güvenceyidir. Türk milliyetçiliği geleceğin büyük Türkiye’sinin, yüksek Türk ülküsünün mimarı ve müellifidir. Milliyetçilik varsa işgale isteyenler, hıyanete taşeronluk yapanlar, PKK’ya ve FETÖ’ye refakatçilikle iftihar etenler günü geldiğinde tarih sahnesinden silinip gideceklerdir. Türklüğün varoluşuyla beraber nice kahramanın yaktığı istiklal meşalesi 3 Mayıs 1944’nam sisli etrafında daha da kuvvetlenmiş, çok şükür Milliyetçi Hareket Partisi’nin doğum ve doğruluş müjdesi olmuştur” söylemesinde bulundu.