AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, Meclis’te düzenlemiş olduğu basın toplantısında, CHP ve İYİ Parti Genel başkanlarının her hafta grup toplantılarında esip gürlerken, bu haftaki grup toplantılarında, terör örgütü mensubuyla, dağda, terörist paçavralarıyla fotoğraf çektiren sözde milletvekili hakkında küçücük bir söz dahi söylenmediğini belirtti.

“Şaşırdık mı? Normal olarak şaşırmadık” diyen Özkan, şunları kaydetti:

“Her hafta çıkıp grup toplantılarınızda, ülkemiz ve milletimiz için büyük hayallerini tek tek hayata geçiren, milletimizin büyük bir teveccühüne ve sevgisine muhatap olan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a aklınıza gelen tüm çirkeflikleri yapacaksınız, milletimizi memnun eden tüm icraatlarını ayağınızla ezeceksiniz, aşağılayacaksınız, sadece terör örgütü mensubuyla da terörist paçavralarıyla fotoğraf çektiren sözde milletvekili hakkında küçücük bir söz dahi söylemeyeceksiniz. Bu, milletimizde büyük bir acı, elem ve ıstıraba niçin oldu.”

Cahit Özkan, “Terör örgütünün tüm çirkefliklerine, saldırılarına karşılık kulağınızın üzerine yatarken acaba Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a niçin bu kadar husumet besliyorsunuz?” sorusunu yöneltti.

AK Parti Grup Başkanvekili Özkan, sözlerini şöyleki sürdürdü:

“Sizin terörist sözcüsü Semra Güzel’in, teröristlerle, terör paçavraları ile çektirmiş olduğu fotoğraf hakkında diyecek tek bir sözümüz dahi yok mu? Sayın Akşener, ‘milliyetçiyiz’ diye mangalda kül bırakmıyorsunuz, eli kanlı terör örgütü ve onun mensuplarıyla omuz omuza fotoğraf çektiren terörist sevgilisi sözde milletvekili hakkında söyleyecek bir tek sözünüz yok mu? Türkiye’nin diktatörlükle yönetildiğini iddia edip, millet vicdanında büyük muhabbete mazhar olmuş Cumhurbaşkanımıza karşı her türlü hakareti ederken, HDP’den gelen tehditlere tek bir cevabımız oldu mu? Zinhar olmaz.

Ortağınız tezkereye ‘hayır’ derken, siz müttefiki olarak çıkıp tek bir kelime söylediniz mi? Hayır. Nerede sizin milliyetçiliğimiz? Hani sizin vatanseverliğiniz nerede? Sizin vatan, millet, bayrak ve devlet aşkınızın her birisi yalandan ve dolandan ibaretmiş. Oturduğunuz koltuklarda, HDP’nin sizden hesap soracağı bilinciyle hareket ediyorsunuz ve o korku sebebiyle bugün terör örgütüne ve onun siyasal uzantısına karşı tek bir kelime dahi etmiyorsunuz. Özgür Hususi’in değerlerimize, inancımıza, camilerimize, ezanımıza karşı çirkin ve pervasız tutumu hakkında tek bir kelime ettiniz mi?”

ENES KARA AÇIKLAMASI

Özkan, bir gazetecinin, yaşamına son veren Tıp Fakültesi talebesi Enes Kara’nın, kalmış olduğu yurt ile ilgili eleştirilerini hatırlatması üstüne, son 20 yıldan beri Türkiye’de Kredi ve Yurtlar Kurumunun kapasitesinin 12 kat artırıldığını; gençlerin yurt ve duracak yer kaygısı olmaksızın devletin yurtlarında kalmasına olanak sağlandığını söyledi.

“ÜZÜNTÜLÜYÜZ”

AK Parti’li Özkan, “Enes Kara kardeşimiz maalesef yaşamış olduğu bunalımlar sebebiyle yaşamını yitirmiş, intihar etmiştir. Üzüntülüyüz. Asla kimse ailesinden daha kederli, daha mutsuz, daha büyük acı hissettiğini normal olarak düşünemez. Enes Kara’nın, hiçbir süre Kredi Yurtlar Kurumundaki yurtlarda kalmak suretiyle müracaatta bulunmadığını ailesi de ifade etmiş ve devletin resmi makamları nezdinde de bu şekilde bir başvurunun olmadığı görülmüştür.” ifadesini kullandı.

Böylesi acı vakalar üstünden siyasal istismar ve çıkar elde etmenin asla doğru olmadığını dile getiren Özkan, “Bugüne dek oldukça değişik toplumsal çevrelerin, oldukça değişik toplumsal anlayışların içinde intiharlar olmuştur, olabilir. Biz, devlet olarak bu aşamada yurttaşlarımızın gövde ve ruh sağlığı için elimizden gelen seferberliği ortaya koyacağız. Sadece Kredi Yurtlar ile ilgili yatırımlarımız bugüne dek olduğu şeklinde inşallah bundan sonrasında da artarak devam edecek.” diye konuştu.

“YURT DEĞİL ÖĞRENCİ EVİ”

Enes Kara’nın kalmış olduğu yerin yurt değil, gençlerin kendi hür iradeleriyle bir araya gelmiş olarak açmış olduğu talebe evi bulunduğunu belirten Özkan, denetlenme itibarıyla Gençlik ve Spor Bakanlığının denetlediği bir yurt olmadığı bilgisini verdi.

AK Parti’li Özkan, şöyleki devam etti:

“Normal olarak bunlarla ilgili de ilgili bakanlıklarımız, denetleme kurumlarımız çalışmalarını yapar. Bu çerçevede, böylesi acıların yeniden yaşanmaması için gençlerimizin umutlarını, heyecanlarını yitirmeden büyük bir coşku ve coşku içinde geleceklerini hazırlayabilecekleri bir yüksek tahsil yaşamı sürdürebilmeleri için kesinlikle çalışmalarını yapacaklar ve buna uygun düzenlemeler hayata geçirilecektir.

Eğer siz bir ‘denetleme yapıyoruz’ diyerek, ‘insanların evleri ile ilgili araştırma yapacağız’ derseniz, bunun ucu nereye kadar varacaktır? Şimdi baktığımız süre dünyanın tüm gelişmiş demokrasilerinde de öğrenciler bir araya gelmiş olarak ev, yurt açabilmektedirler. Sadece yurtlarda tüm dünyada devletin denetim ve kontrolü vardır. Sadece bir ‘denetim’ dediğimiz süre, bir öğrencinin açmış olduğu ev bir şahıs olur, 2 şahıs olur yada üçüncü şahıs gelir. Üçüncü şahıs gelirken yanında birkaç da kitap getirebilir. ‘Bizde bu kitapları okuyalım’ derler. Şimdi biz bu tarz şeyleri inceleyecek olursak, acaba demokratik cemiyet değerlerine, demokratik toplumun dokusuna ne kadar zarar veririz, buna da iyi bakmamız lazım. Bu çerçevede şimdiden böylesi bir olayın vahametiyle alelacele karar vermek demokrasimizle bağdaşmaz. Ne olursa olsun bu çerçevede hem fiziki hem de toplumsal anlamda, gençlerimizin ruhsal ve fizyolojik gelişimleri için en uygun kararlar alınarak yapılması gerekenler gene demokratik cemiyet kuralları çerçevesinde hayata geçirilecektir.” (AA)

ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Gerçeği anlayınca kaçmaya çalıştı! Tacizciye filmleri aratmayan tuzak

Öldürülen avukat Dilara Yıldız’ın kardeşi konuştu: Ablam onu ailesinin fuhuş çetesine üye bulunduğunu öğrendiği için bıraktı

Metin Gürcan hakkında flaş gelişme! İddianame iade edildi