ABD Alabama’da meydana getirilen yeni araştırmalara nazaran bir mağaranın tavanına oyulmuş devasa çizimlerin ruhani varlıklara yada hayaletlere ilişik olduğu ortaya çıktı.

1000 yıldan daha uzun bir süre önceye ilişik olduğu kabul edilen çizimlerin üçü insansı çizim olmak suretiyle Şimal ABD’da şimdiye kadar ortaya çıkarılan en büyük antik çizimler içinde olduğu açıklandı. Figürlerin bazılarının 2 metreden daha uzun olduğu açıklandı.

Mağara duvarına oyularak meydana getirilen çizimler, ABD’deki Kızılderili halklarının geleneklerine dair ipuçları sağlıyor.

“Ruhların da bulunmuş olduğu katmanlı bir evrene inanıyorlardı”

Kazıbilimci Jan Simek, “Fazlaca geniş bir alandaki Yerli Amerikalıların dini kavramlarında paylaştıkları belirli fikirleri bulunduğunu biliyoruz. Katmanlı bir evrene inanıyorlar. Onları göremeseler bile, çevrelerinde naturel dünyaya nüfuz eden bir ruh evrenin olduğuna inanıyorlardı” diye konuştu.

On seneler süresince kanıt toplandı

Bununla beraber araştırmacılar, emek harcama için on seneler süresince kanıt topladı. Kazıbilimci Jan Simek ile  fotoğrafçılar Alvarez ve Alan Cressler, kolay, teknik olarak zorlayıcı bir engel sebebiyle sanat eserini uzun bir süre süresince belgeleyemedi. Mağara tavanı zemine o denli yakın ki, oymaların iyi fotoğraflarını çekmek imkansızdı.

Alvarez, ilk olarak 1999’da National Geographic’te bir fotoğrafçı olarak çalmış olduğu sırada  glifleri belgelemeye çalıştı. Alvarez, “Görüntüler fazlaca soluktu. Bana emanet edilen hikayeler bulunduğunu hissediyordum. Tüm işi yapmanın arkasındaki motivasyon buydu” dedi.

“Devasa insansı glifler gördük”

Son olarak, yüksek teknoloji ürünü 3D fotogrametri, gliflerin net bir halde fotoğraflanmasını sağlamış oldu. Tüm mağara tavanını haritalamak 16 binden fazla  fotoğraf çekildi. Alvarez, “Dizlerimin iyileşmesi seneler aldı. Günler süresince, saatlerce diz çöküp eğiliyordum. Sonunda mağara tabanını dijital olarak alçaltmayı başardık, öncelikle devasa insansı glifleri gördük” açıklamasını yapmış oldu.

Binlerce senelik hikayeyi sökmek

Simekarkeologların antropomorf olarak adlandırdığı gliflerin,, insanları kostüm ve maskelerde yada insansı ruhlarda temsil edebilecek figürleri tasvir ettiğini söylemiş oldu.

Simek, bu karakterlerin muhtemelen mağaranın yakınında yaşayan insanların kültürüne derinden kök saldığını aktardı.

Öteki taradtan, Alabama mağarasındaki çizimlerin tarzının, orta batı ve batı ABD’de görülen figürleri çağrıştırdığı görüldü. Söz mevzusu figürler, kare omuzları, hayaleti çağrıştıran başlıkları ve özenli giysileri ile fazlaca büyükler ve direkt seyirciye dönükler. Bu, araştırmaya nazaran bu durum, onların doğaüstü dünyanın sakinlerini temsil ettiğini gösteriyor.

Benzer antropomorfların bir örneği, Utah’daki Bariyer Kanyonu’nda içeriyor. Sadece, çalışmanın yazarları, Alabama figürlerini güneydoğu Kızılderili konularında kaydedilen bilinebilir karakterlere bağlayamadı.

Simek, “Daha ilkin asla görmediğimiz bir karakteri yada fazlaca sayıda karakteri açıkça temsil ediyorlar” dedi.

“Yeraltı dünyasının varlıklarıyla ilişkileri”

NTV’nin haberine nazaran, Cenup Alabama Üniversitesi’nde Amerikan Yerlileri Araştırmaları ve Insanbilim profesörü olan ve çalışmaya dahil olmayan Philip Carr, mevzuya ilişkin yapmış olduğu açıklamada,  “Geçmişe bu nadir bakışı elde eden ve bizde daha fazlasını bilmek istememize yol açan şey, bunun şeklinde arkeoloji ekiplerinin işidir. Bu figürler yeraltı dünyasıyla mı ilgili? Eğer öyleyse, onları çizen insanların yeraltı dünyasının varlıklarıyla ilişkisi neydi?” dedi.

“Yeterince belge ve esere haiz değiliz”

Öte taraftan, Simek, “Bin ile bin 500 yıl ilkin bu mağaranın çevresinde yaşamış olan insanoğlu hakkında fazlaca azca şey biliyoruz. Bu dönem Orta Ormanlık evresi olarak adlandırılır.

Daha sonraki dönemler için de yeterince belge ve esere haiz değiliz. Yeni  bulgular, bu gelenekleri miraslarının bir parçası olarak gören günümüz Kızılderili topluluklarıyla ilgili. Onların torunları, Avrupalılar vardığında bölgede bulunan güneydoğunun yerli halkıydı: Cherokee’ler, Creeks, Muscogee halkı, Choctaw,’lar, Chickasaw’lar.

“Kızılderililerin yaşayan bir kültürü var”

Bu insanoğlu yaşıyorlar ve kültürleri canlı. Avrupalılar onları güneydoğudan zorla Oklahoma’ya, anavatanları olmayan bölgelere taşıdı. Fakat gene de bağlantılarını koruyorlar. Arkeoloji daima ölülerle ilgili değildir” değerlendirmesinde bulunmuş oldu.